1995 senesinde bir futbolcu geldi Fenerbahçe Kulübüne.
Olaylı bir transfer çalışmasından sonra yüksek bir bonservis bedeliyle
renklerine bağladı Fenerbahçe Tarık’ı. O dönemin en yetenekli yıldızlarından
biriydi Tarık. Gençlerbirliği alt yapısından yetişen futbolcu özellikle
Fenerbahçe maçlarındaki etkili oyunlarıyla beğenisini kazanmış olacak ki
Fenerbahçe’li yöneticiler, kendisini transfer etmek için hiçbir fedakarlıktan
kaçınılmamıştır.
Sürati, top tekniği ilk göze çarpan özellikleri olan
Tarık’ın eksik olan yanı ise fiziğinin zayıf olmasıydı. Ama çabukluğu ve zekası
sayesinde bir çok kulübün canını yakmaya aday bir oyuncu olarak geldi
Fenerbahçe kulübüne Tarık Daşgün. O Fenerbahçe’ye geldiğinde çocuktum daha.
Açıkçası herkesin olduğu gibi benimde dikkatimi çekmişti Gençlerbirliği
takımındaki futbolu. Fenerbahçe’de de ilk zamanlar fena oynamıyordu herkesin
beğenisini kazanmaya başlamışken, kendisini İstanbul’un büyüsüne biraz fazla
kaptırdı. Gece hayatı, kadınlar ve alkol derken dünyanın önde gelen
futbolcularından biri olmaya aday gösterilmek yerine, bir futbolcunun çöküşü
tarzı belgesellerin aranan başrol oyuncusu haline geldi maalesef Tarık Daşgün.
Gençlerbirliği’nin alt yapısında yetişen genç futbolcu
kulübünde geçirdiği başarılı dönemlerin ardından 1995 senesinde Fenerbahçe’ye
geldi. Burada 2 sene top koşturduktan sonraki futbol hayatında her sezon çok az
maça çıkıp bir anlamda çöküş dönemine girmişti. Fenerbahçe’den sonra 97-98
sezonu devre arasında Kocaelispor’a transfer oldu. Burada da başarı
gösteremeyen Tarık 1999’da Ankaragücü’ne transfer oldu. Daha sonra sırasıyla
Yozgatspor ve Gençlerbirliği’nde birer sezon oynadıktan sonra 02-03 sezonu
öncesi Lig A ekiplerinden Sakaryaspor’a transfer olarak düşüşüne devam
etmiştir. Burada 1,5 sene kaldıktan sonra Lig B ekibi Karabükspor’a transfer
olan Tarık burada sadece 5 maça çıkmış ve o sezon başka hiçbir maçta
oynamamıştır. 05-06 sezonunda Yozgatspor’a dönen futbolcu Antalyaspor
karşılaşması sonrasında yapılan kontrolde esrar kullandığı tespit edilen
oyuncuya 2 yıl hak mahrumiyeti cezası verildi. Bunun ardından 2007-2008
sezonunun ikinci yarısında futbola dönebilen oyuncu Bingölspor’da 4 ay futbol
oynadıktan sonra aktif futbol yaşantısını noktalamıştır.
Hazırlayan : Serkan ÇOKAYDIN
Hatırlamıyorum. Ben paçalı donla geziyodum o zamanlar.Hey gidi günler hey...
YanıtlaSilTarık kendine iyi baksaydi Kaka ayarında bi topçu olurdu, fizik olarak çelimsizdi ama çok teknik , seri ve yetenekli bi oyuncuydu. . .
YanıtlaSiltarık tarzı futbolcuları sevmem, futbolcu dediğin fizikli olacak biraz fenerbahçeli faruk, beşiktaşlı amokachi gibi ;)
YanıtlaSilO zaman robinho messi neymar dentinho iniesta yı da sevmezsin :))
YanıtlaSilo kadar da çıt kırıldım değil bu oyuncular, messi'yi tartışmaya gerek yok ama neymar çok abartılıyor, bu tarz oyunculardan favorilerim robben ve nasri ...
YanıtlaSilRobben messi ayarında bi oyuncu neymar çok esnek . . Tarık çıt kırıldım dan ziyade korunan kollanan bi oyuncu dğldi ondan öle gözüküyodu . .
YanıtlaSil